100 – 131 – 231 -331 Hesaplar Arası Transferler

Denetimlerde sıkça atıfta bulunulan konular hakkında yazan meslektaşların, bu konuları daha detaylı araştırarak ele almalarının daha mantıklı ve akılcı olacağını düşünüyorum. (Tabii, bu benim kişisel fikrimdir.)

Burada bahsedilen konular şunlardır:

  • Kasa şişkinliği

  • 131-231-331 hesaplarında bulunan rakamlar

  • Belgesiz alınan ticari emtia (Özellikle hurdacılar bu durumda sıkça yer almaktadır.)

  • Muhtelif belgesiz ödemeler ve giderler

Bu unsurlara bağlı olarak isnat edilen suçlar ise şunlardır:

  1. Zimmet

  2. Hileli kazanç

  3. Vergiden kaçınma veya kaçırma

Yukarıdaki hesaplarda görünen fazla ve yersiz rakamlar nedeniyle, işletme sahipleri, şirket ortakları ve yönetim kurulu üyelerine sebepsiz zenginleşme suçlaması yöneltilebilmektedir. Ayrıca, Borçlar Kanunu’nun 78 ve 87. maddeleri kapsamında da suç isnat edilmektedir. Bu noktada, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM'ler) de zan altında kalabilmektedir.

Bu tür iddialarda bulunmadan önce şu gerçeği göz önünde bulundurmak gerekir: İspatsız ve delilsiz suç olmaz.
Sadece ilgili hesap rakamlarına bakarak "Burada suç işlenmiştir." demek, bir kişinin fiziksel özelliklerine bakıp "Sen şişmansın." demekten farksızdır. Bahsedilen belge ve bilgilere dayanarak hiç kimse suçlanamaz.

Ayrıca, bu tür suçlamalarda bulunan kişiler, devlet memuru statüsüne sığınarak hareket edemezler. Eğer böyle bir davranış sergilenirse, ilgili kişiler yasal cezalarla karşılaşabilirler. Bu noktada Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 271. maddesi devreye girmektedir.

TCK 271 ne diyor?
İşlenmediği bilinen bir suç nedeniyle adli makamların meşgul edilmesini cezalandıran bir soyut tehlike suçudur.

Suç uydurma şekli bu duruma tam olarak uymuyor mu sizce?

Fail, işlenmemiş bir suçun delil veya emarelerini, soruşturma açılmasını sağlayacak şekilde uydurduğunda, suç uydurma suçu meydana gelir. Bu duruma "maddi suç uydurma" denir. Çünkü fail, suça dair delilleri veya bazı belirtileri kendisi oluşturmuştur.

Örneğin: Bir kişi, evinin dış kapı kilidini kırarak hırsızlık suçu işlendiğini iddia eder ve bu durumu şikayet eder. Ancak gerçekte böyle bir suç işlenmemiştir. İşte bu, suç uydurma suçunun açık bir örneğidir.

Sonuç olarak, denetim süreçlerinde ortaya atılan iddiaların delillerle desteklenmesi gerekir. Aksi halde, hem suçlanan kişiler hem de bu suçlamaları yapan kişiler hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.

Yazarımızın Diğer Paylaşımları